Akdeniz Şehri: İskenderiye

Aswan’dan bindiğim tren ile İskenderiye şehrine 3 saat rötarlı olarak ulaştım. Toplamda yolculuğum 21 saate yakın sürdü. Yataklı trende seyahat etmememe rağmen çok fazla yorgunluk hissetmedim. Bunun en büyük sebebi 1. sınıfta yolculuk etmem ve tekli koltukla oturuyor olmam.

İskenderiye tren garında indikten sonra çantamı aldım dışarı çıktım. Mısır seyahatim sırasında ilk kez Couchsurfing’de konaklayacağım. Ev sahibim, akşam Couchsurfing buluşması olduğunu direk orada buluşabileceğimi söyledi. Demek oluyor ki yaklaşık 5 saat boyunca sokaklarda gezip, bir yerde bir şeyler yiyebilirim. Dışarı çıkınca telefonuma önceden yüklediğim offline harita yardımı ile akşam buluşacağımız yere doğru bir rota çizdim. Zaten buluşacak olduğumuz yer de şehir merkezinde, Kayıtbay kalesinin bulunduğu limanda yer alıyor.
Akşam saati olması sebebiyle İskenderiye sokakları çok kalabalık. İnsanlar alışveriş yapmak için özellikle akşam saatlerini seçiyorlar. Mart ayı olmasına rağmen gündüzleri bunaltıcı derece de sıcak. Sokaklara kurulan akşam sergilerini gezerken bir yandan da yemek yiyebileceğim bir yer aradım. Ara sokaklardan birisinde ızgara yapan bir yer görünce oturdum. Karnımı doyurduktan sonra sahile inmek için denize doğru yürümeye başladım.

Şehir merkezinde yer alan sahil şeridi baya uzun, herhalde 15 km vardır diye düşünüyorum. Şehrin ana arterlerinde birisi de zaten burası. Sahil boyu yürüyerek, yolun sonunda yer alan Kayıtbay kalesinin orada yer alan Yatch Club’de gerçekleşecek olan Couchsurfing buluşmasına katıldım.

Yatch Club’unde beni evinde misafir edecek Mısırlı arkadaşlar ve diğer gelen Couchsurfing kullanıcıları ile sohbet muhabbet derken saati 23.00 yaptık. Sahilden ayrılıp kalacak olduğum yere gitmek üzere dolmuşa bindik. Eve gitmemiz falan derken yattığımda saat çoktan 01.00 gösteriyordu. Dün gece de trende geçirdiğimi düşünürseniz ne kadar yorgun olduğumu tahmin edebilirsiniz.
Ertesi sabah saat 08.30 civarı kalktım. Evinde beni misafir eden arkadaş işe gideceği için birlikte dışarı çıktım. Dün gece Couchsurfing buluşmasında tanıştığım Mısırlı arkadaşlardan bir tanesi bugün İskenderiye şehrini gezdirecek. Normalde İskenderiye’de 2 gece kalmayı planlıyordum ama bilen birisi ile şehri gezeceğim için bugün akşam treni ile Kahire’ye geçmeyi planlıyorum. Beni evinde misafir eden arkadaş akşam 17.30’da eve gelecek, 18.15’de geri ayrılacakmış. Bu yüzden, Kahire trenine binebilmek için bu saat aralığında eve dönüp sırt çantamı almak gerekecek.
Mısırlı arkadaşım Ahmed ile buluşup, önce kahvaltı yaptık sonrasında ise başladım gezmeye. Benim İskenderiye’de görmek istediğim yerleri önceden çıkartmıştım;
- Kayıtbay Kalesi
- İskenderiye Kütüphanesi
- İskenderiye Ulusal Müzesi
- İskenderiye Limanı
- Abu al-Abbas al-Mursi Cami
Ahmed işe birlikte ilk olarak Ulusal müzeye gitmeye kadar verdik. Mısır genelinde olduğu gibi burada da sıkı güvenlik kontrolünden sonra içeri giriş yapabildim. Nedendir bilmiyorum ama içeride fotoğraf çekmek yasak. 2 kattan oluşan müzede, İskenderiye şehrinde bulunan eserler sergileniyor. Zamanınız varsa görülmeye değer bir yer.
Giriş Ücreti: Tam 80 Egp, Öğrenci 40 Egp
Ziyaret Saatleri: Her gün 09.00 – 16.30

İskenderiye Ulusal müzesinden çıktıktan sonra sahil boyunca yürüyerek Kayıtbay kalesinin olduğu yere gitmeye başladık. Mursi cami de Kayıt bay kalesine yakın bir konum da bulunuyor. Önce Mursi camisine uğradık. Mursi camisinin ilk temelleri 13.yüzyıl’da atılmış. Cami, 1929-1945 yılları arasında Eugenio Valzania ve Mario Rossi tarafından bugünkü mevcut şeklinde inşa edilmiştir. Caminin içine girmek için ayakkabılarımı çıkartıp girişte bekleyen görevliye veriyorum. Genelde bu görevliler size numara veriyor. Çıkışta numarayı ve bahşişi verip ayakkabınız alıyorsunuz. Caminin içi de en az dışı kadar gösterişli. İçeride birkaç fotoğraf çektikten sonra dışarı çıktım.

Kayıtbay kalesine doğru yürümeye devam edeceğimiz fakat güneş tam tepemizde insanı resmen yakıyor. Hemen kendimiz sahile bakan kıraathanelerde birisine attık. 2 tane kahve 1 tanede Nargile söyleyip dinlendik. Ödediğimiz para ise oldukça komik bir rakam, sadece 20 Mısır Poundu. (1 Dolar = 18 Mısır Pound) Biraz soluklandıktan sonra Kayıtbay Kalesine gittik.
Instagram hesabımı takip etmek için –> @around.together
Kayıtbay Kalesi
Kayıtbay Kalesi 15. yy. da Memlük Sultanı Kayıtbay tarafından, İskenderiye’nin savunulması için yaptırılmış. Kalenin inşa edildiği yerde, Dünya’nın 7 harikasından biri olan İskenderiye Feneri yer alıyormuş. Fenerin kalıntılarıyla Kayıtbay Kalesi inşa edilmiş. 1882 yılındaki İngiliz bombardımanında büyük oranda yıkılan kale 1984 yılında yenileme yapılarak tekrar ziyaret açılmış.

Kale dışarıdan çok büyük gözükmese de içeri girdiğinizde baya büyük olduğunu göreceksiniz. Tam hatırlamıyorum ama 3 veya 4 kattan oluşuyor. Her katta ise birçok oda bulunmakta. İskenderiye’de ziyaret edilmesi gereken en önemli yer burasıdır.
Giriş Ücreti: Tam 40 Egp, Öğrenci 20 Egp
Ziyaret Saatleri: Her gün 09.00 – 16.00
Kayıtbay Kalesinden çıktıktan sonra Ahmed’in Türkçe bilen bir arkadaşı ile buluşmak üzere yola düştük. Mısırlı Kız ile buluşunca şaşırdım, kendisi çok iyi derecede Türkçe konuşuyor ve sadece dizilerden öğrenmiş. İşin garip yanı ise ilk kez birisi ile Türkçe konuşuyor olması. Türkçe öğrenmiş ama ne Mısır’da yaşayan Türklerle, nede internet ortamında Türk arkadaş edinmemiş. Hep birlikte Mısır’ın meşhur yemeğini yemeye gittik. Mısır’a gelmeden önce araştırdığım kadarıyla… Yemeği yiyenler ya çok beğeniyor ya da bir daha yemem diyormuş :) Bende gidince yeme fırsatı buldum, çoook müthiş bir yemek değil ama kötüde sayılmaz. Mısır’a kadar gelmişken tadılması lazım.

Yemeğimiz yedikten sonra İskenderiye Kütüphanesi gittik. Tıpkı İskenderiye Feneri gibi burası da yüzyıllar önce yok olmuş.
İskenderiye Kütüphanesi
İskenderiye Kütüphanesine Dünya’nın en gizemli, en değerli kitaplığına sahip, oldukça karmaşık yapıda bir müze de diyebiliriz. Kütüphane; İskenderiye’nin merkezinde, saray yakınında kral Ptolemaios tarafından kurulmuş. Binlerce el yazması eserin yer aldığı kütüphane yakıldığı için günümüze kadar ulaşamamış. Bugün benim ziyaret edecek olduğum kütüphane ise Eski kütüphanenin bulunduğu alan olarak düşünülen yere inşa edilmiş.
Yeni İskenderiye Kütüphanesi 7 yıllı bir inşa süreci sonunda 2002 yılında hizmete açılmış. Kütüphane o kadar devasa boyutta ki, rafları sekiz milyon kitabı alacak büyüklüktedir. Ana okuma odası 70.000 m²’lik alanı kaplar. Kompleks ayrıca bir konferans salonu, üç müze, dört sanat galerisi, bir gözlemevi ve bir el yazısı yenileme laboratuarı içerir. Kütüphane açıldıktan sonran birçok ülke çok değerli koleksiyonlar hediye etmiştir.

Kütüphanesi rehber eşliğinde gezdikten sonra isterseniz oturup kitap okuyabilirsiniz. Birçok Türk yazarın kitabı da kütüphanedeki yerini almış.
Giriş Ücreti: Tam 20 Egp, Öğrenci 10 Egp
Ziyaret Saatleri: Her gün 09.00 – 17.00 arası, Öğlen 12.00 – 13.00 arası bilet gişesi kapalı
Youtube Kanalımı takip etmek için –> @Aroundtogether
İskenderiye Kütüphanesi gezdikten sonra sahilde oturup Meşhur mısır tatlısı olan Om-Ali yedik. Om-Ali tatlısı bizde Aşure gibi diyebilirim. Biraz daha büyük bir porsiyon ve üzerine fındık, ceviz, fıstık serpiyorlar. Aslında tatlı dan çok isminin neden Om-Ali olduğu ilginç. Om-Ali kelime anlamı olarak Ali’nin Karısı demekmiş. Ali eve kuma getirince ilk eşi sinirlenir, kıskanır ama elinden başka bir şey gelmez. Bir süre sonra eve kuma gelen kadının ölmesi üzerine Ali’nin ilk eşi de sevinçten bu tatlıyı yapar ve komşularına dağıtır. İlk kez böyle bir tatlı yiyen komşularda tatlıya Om-Ali ismini koyarlar. :) Birçok yerde bulabileceğiniz bir tatlı, fiyatı ise sadece 20 Egp.

Om-Ali tatlısında tattıktan sonra eve dönme vakti gelmişti. Çantamı alıp İskenderiye tren istasyonuna gideceğim. Akşam 18.30’daki tren ile Kahire’ye gitmeyi planlıyorum. Çantamı aldıktan sonra kaldığım eve daha yakın olan Sidi Gaber tren istasyonuna gittim. Bilet almak gişeye yöneldiğimde 18.30 biletinin bittiğini söylediler. Neredeyse her 1 saatte Kahire’ye tren hareket ediyor. Bir sonraki tren için almak istedim ama yine yer yok. Hiçbir trende yer yokmuş nasıl oluyor bilmiyorum ama hepsi full. Kaldım mı ortada…
Nasıl Kahire’ye gidicem, otobüs istasyonu nerede diye düşünürken Ahmed’e mesaj attım, Trenlerde yer olmadığını otobüs garının adresini yazmasını istedim. O da sağ olsun Arapça mesaj attı. Mesajı çıkışta birkaç kişiye gösterince yakında yer ala minibüs durağına kadar götürdüler. Sidi Gaber tren garının hemen yakınından Kahire’ye her 30 dakika bir dolmuşlar gidiyormuş. Hemen dolmuşa binip hareket eden dolmuşlardan birine binerek yaklaşık 3 saat sonunda ulaştım.

İskenderiye’ye Ne Zaman Gitmeli?
İskenderiye şehrinde Akdeniz iklimi görülmektedir. Her mevsimde ziyaret edilmeye uygundur. Mart ayında ziyaret ettiğimde sadece Tshirt ile şehirde gezebildim. Fakat akşam saatlerinde denizden esen rüzgar ile hava biraz soğuya biliyor. Yaz aylarında ise oldukça nemlidir.
İskenderiye Nerede ve Nasıl Gidilir?
Ülkenin 2. büyük şehri olan İskenderiye Kuzey Mısır’da Akdeniz’in kıyısında yer alan bir liman şehridir. Başkent Kahire’ye 220 Km uzaklıkta bulunmaktadır. İskenderiye şehrinde, El Nohza ve Borg el Arab adlı 2 adet havalimanı bulunmaktadır. İskenderiye şehrine Kahire’den gitmek istiyorsanız Tren veya Otobüs tercih edebilirsiniz.
Emir Aşkın204 Posts
Seyahat Yazarı, Gezgin, “Aroundtogether” gezi sitesini hayata geçiren, gezmek için işinden istifa eden, Gemi İnşaa Mühendisi.
0 Yorum