Tahtalı Sky Run Koşusu – Antalya, Kemer
Her sene düzenlenen Türkiye’nin en zor yarışına geçen sene katılmak istediğim ama zamanım olmadığı için ertelediğim bir koşuya daha bu sene katılma fırsatım oldu.
Bu sene Antalya’nın Kemer ilçesinde düzenlenen yarış 3 farklı kategoride gerçekleşiyor.
- KemeRun – 12 Km
- Tahtalı Run to Sky – 27 Km
- Bergen Sky Race – 65 Km
Ben ise Çıralı sahilden başlayıp Olympos dağının en yüksek noktasında bitiş çizgisine ulaştığınız Tahtalı Run Sky (TRS) – 27 Km’lik koşuya kayıt yaptırıyorum.
Tahtalı Run Sky Türkiye’nin en zor koşusu olarak gösteriliyor. Bunun sebebi ise 27 km’lik parkur boyunca +2650 metrelik bir irtifa kazanıyor olmanız. Aslında direkt dağa doğru koşuyorsunuz. İrtifanız hızlı arttığı için koşunun ilerleyen etaplarında baş dönmesi ve kusma gibi rahatsızlıklarla karşılaşanlar olduğunu birkaç arkadaştan duymuştum. Açıkçası öyle bir sıkıntım olacağını düşünmüyorum.
Benim için en önemli sıkıntı yarışı belirleten sürede bitirmek. Toplamda 7 saat süreniz var fakat Check Point (CP) noktalarına varış içinde süre sınırları var. Hangi CP noktasın kaç saatlik sürede varmanız gerekiyor görebilirsiniz.
Düzenli antrenman yapmadığım için yarıştan 2 ay önce antrenmanlara başlıyorum. Mesafe 27 km olduğundan bir sıkıntı yaşayacağımı düşünüyorum ama kazanılacak irtifa çok fazla o yüzden bacaklarımı kuvvetlendirmek için haftada en az 2 kez olacak şekilde patikada koşuyorum. Ekstra bir şey yapmadım açıkçası.
Koşu tarihi gelip çatıyor. Yolculuk Antalya’ya doğru. Araba ile İstanbul’dan Antalya’ya doğru devam ediyorum. Antalya’nın Kemer ilçesinde denize sıfır bir otelde konaklayacağım. Hazır gelmişken 2 gün de olsa tatil yapmak iyi gelir diye düşündüm. Cuma akşamı 21 gibi Kemer ilçe merkezine ulaşıp yarış kitimi alıyorum.
Yarış kitini alırken sizden yarışa katılabilmeniz için gerekli olan şeyleri soruyorlar.
Koşu boyunca katılımcıların aşağıdaki listede yer alan malzemeleri yanlarında bulundurmaları zorunludur:
- Toplamda en az bir litre kapasiteli su kabı (su torbası, şişe, matara vb.)
- Görülür biçimde vücuda iliştirilmiş göğüs numarası
- Cep telefonu (organizasyon ve acil durum telefon numaraları kayıtlı olmalıdır)
- Acil durum battaniyesi (alüminyum)
- Düdük
- Sağlık Raporu ve Sporcu Lisansı
- Yağmurluk
- Bere veya Buff
- Bardak (ara noktalarda plastik bardak bulunmayacaktır)
- Zamanlama çipi (Organizasyon tarafından verilecektir.)
Bu malzemeler göğüs numarası teslim edilirken ve koşu sırasında herhangi bir noktada kontrol edilebilir.
Kontrol sonucunda zorunlu malzemelerden herhangi birisine sahip olmadığı belirlenen katılımcı diskalifiye edilecek ve koşuya devam etmesine izin verilmeyecektir.
Bu madde önemli ama uygulayan veya kontrol eden olmadı.
Yukarıdaki listeye ek olarak, aşağıdaki malzemelerin de bulundurulması önerilir:
- Yiyecek (Örn. enerji jelleri veya barları)
- Elastik bandaj
- Tozluk
- Baton
- Patika Koşusu Ayakkabısı
Bende gerekli malzemeleri ve Dağcılık Federasyonunun vermiş olduğu sporcu lisansı göstererek yarışa katıldım. Birkaç soru sorduktan sonra göğüs numaramı alıp otele geçtim ki sabah çok erken kalkmam gerekecek.
Yarış sabah saat 05:45’de kalkıyorum. Zaten gece gece yarısını geçerken yattım ama çok uyuyamadım çünkü efsane bir yağmur ve gök gürültüsü vardı. Hemen koşu kıyafetlerimi giyinip, yanıma da finişte bana teslim edilmek üzere verilmesi istediğim elbiseleri Drop Bag’a koyup araba atmıyorum. Kemer merkezdeki Olbia Parkında ki Drop bag çanta teslim alanına çantamı teslim edip, yarışın başlayacak olduğu Çıralı sahibe bizi götürecek olan otobüste yerimi aldım. Saat 06:10 gibi servis kalkıyor. Efsane yağmur halen devam etmekte. Bana 2 sene önceki katıldığım Kaz dağlarında gerçekleşen İDA koşusunu hatırlatıyor.
Start noktasına geldiğimiz saat çoktan 07:00 geçmişti. Hemen hazırlanın yarış başlıyor anonsu geliyor ve biraz gecikmelide olsa başlıyoruz koşmaya.
İlk 4 km’lik kısım sahil şeridinde devam ediyor. O yüzden bu kısımda çok efor harcayıp sonrasında kesilmemek adına daha temkinli koşuyorum. İlk 4 km de için ortama Pace’im ise 5:50 civarında.
İlk 4 km’lik bölüm bittikten sonra ise meşhur Yanartaş’ın olduğu yerden geçerek tırmanışa başlıyoruz. İlk kez buraya geldiğim için birazda foto çekerek koşmaya devam ediyorum.
Bu kısımdan sonra son 3 km’lik bölüme kadar ormanın içinde koşuyorsunuz. yanartaşşın bulunduğu yerken geçerken durmuş olan yağmur tekrardan başlıyor ve ilk CP noktası olan Ulupınar’a kadar devam ediyor. Buraya kadar 1 saat 25 dakikada geldim ki kat ettiğim mesafe 9.6 km.
İlk CP noktasında çok fazla zaman kaybetmeden devam etmek adına suyumu doldurduktan sonra soda içip muz yedikten sonra devam ediyorum. Bir sonraki CP noktası ise 18.85 km de yer almakta. Açıkçası ilk kısımda zorlanmadım hedeflediğim sürede koştum diyebilirim.
Yağmur ise hızlanıyor, bence yağmurlu bir havada koşmak oldukça güzel işin doğasında bu olması. Zaten hava güneşli olsaydı oldukça sıcak ve nemli bir havada performansım çok düşerdi diye düşünüyorum. 14 km’den itibaren bitki örtüsü tamamen değişiyor ve 2. CP noktasına kadar oldukça müthiş bir doğa bana eşlik ediyor. 15. Km’den sonra ufak bir düzlük ve yokuş ayağı ormanda iniş var, yaklaşık 2 km’lik bir parkur. Burada sanırım 20-25 kişiyi geçtim. Birçok kişi yokuş aşağı olduğu için daha temkinli koşuyor. Ben ise geçebildiğim kadar kişiyi geçmeye çalışıyorum. Bolca fotoğraf molası eşliğinde 2.CP noktası olan Beycik’e ulaşıyorum. Şimdiye kadar kat ettiğim mesafe ise 18.85 km. Bu mesafeyi 3 saat 19 km’de ulaşıyorum.
Instagram hesabımı takip etmek için –> @around.together
Cuma günü sabah teknik toplantıda verilen bilgiye göre 2. CP noktası kat saatte ulaştıysanız Finişe de bir o kadar daha yolunuz olacağını ona göre hareket etmeniz gerektiğini söylemişler. Tabi geriye kalan 8.75Km parkuru için 3 saat 19 dakikalık bir süre de koşmam gerekiyormuş. Bu hesaba göre finiş sürem 6 saa 38 dakika olacak. Benim finiş için hedef sürem ise 6 saat 15 dakika şeklindeydi. Bakalım nasıl bitecek.
2.CP noktasında 10-15 km mola verdim. Su ve Soda içtim. Çok fazla hatta hiç seçenek olmadığı için çok fazla bir şey yiyemedim. Muz, portakal ve zeytin yedikten sonra başladım parkurun en zor olan kısmını koşmaya. Koşmaya derken çok koşamadım bu kısımda ama olsun.
2.CP noktasından çıktığımda halen yağmur devam ediyordu. Hatta ilerledikçe yağmur şiddetini artırmaya başladı. 24.Km’ye kadar ormanın içinde koşmaya devam ettik. 24.Km’den sonra ise bence bu koşunun en zor kısmı başladı. Direkt dağa doğru Çarşak zeminde koşmaya çalışmak.
Çarşak; Büyük kaya kütlelerinin, duvarların aşağısında bulunan, kaya bloklarından kopmuş, parçalanarak ufalanmış taşlarla örtülü yamaç.
Zaten ormanda çıktığımda zirvede yer alan Teleferik binasının sisten tamamen kapanmış olduğunu gördüm. Buraya kadar olan bütün yorgunum ise bir anda gitti ve yüzümde bir gülümseme oluştu. Biraz fotoğraf ve video çekip devam etmeye başladım.
10-15 dakika ancak olmuştu ki bir anda dolu yağmaya başladı. Daha önümde ise koşmam gereken 3 km’lik bir parkur vardı. Hafif şiddette yağmaya başlayan dolu yağışı irtifada aldığımdan dolayı hızlanmaya ve dolunun büyüklüğü artmaya başlamıştı. Hemen çantamda yer alan yağmurluğumu çıkarttım ve giyimdim. Çünkü şiddetli rüzgarda esmeye başlamıştı. Artık koşamadığım için terim üstümde kurumaya başladıkça şiddetli rüzgar ile beni dövmeye başlayan dolu yağışı üşümeme sebep olmuştu. Mercimek tanesinde daha küçük şekilde olan dolu daha da irileşmeye başladı. O kadar şiddetli yağmaya başladı ki ellerimin üstü acıyor, bacaklarımda dolu izlerinden kızarıklıklar oluşmaya başladı. Sisin içinde devam ederken tepemizde çakan yıldırımlar ise cabası.
Birçok kişi çantasında Acil durum battaniyesini (Şu sarı renkte olanlar) çıkartmaya ve ona sarılarak arışı tamamlamaya çalışıyor. Dolu yağışından dolayı patika tamamen beyaza büründü ve izler neredeyse koymakta üzereydi. Benden sonra gelenlerin neden rotayı kaybettiği veya bitiremediğini çok iyi anlıyorum. Ben bir an önce yarışı tamamlamak için daha da hızlanıyorum, koşabildiğim yerlerde ise koşmaya başladım. Görüş mesafesi ise yaklaşık 40-50 metre. 3 km’lik mesafeyi yaklaşık 40 dakika da koşarak finiş çizgisine ulaşıyorum. Finişe geldiğimdeki sürem ise 6 saat 32 dakika olarak kayıtlara giriyor.
Fırtına ve dolu yağışından dolayı herhangi bir finiş çizgisi veya başka bir şey yok. Direkt teleferik binasının için giriyorum. Zaten herkes yerlerde yatıyor. Ağlayanlar, soğuktan hipotermiye girenler, bağıran Ruslar ve daha nicelerini görebileceğiniz bir ortam. Hemen göğüs numaramı söyleyip Drop bag i istiyorum. Çantamın gelmesiyle yanımda getirdiğim bluzu giyiyorum. Altıma bir şey getirmemiştim. Neyse hemen üstümü değiştirdiğim ve de biraz bünyem kuvvetli olduğu için hipotermiye girmiyorum. Teleferik ise fırtınadan çalışıyor, inmek için başlıyoruz bekleme. Beklerken birçok kişi arkadaşının gelmediğini yardıma gidilmesi gerektiği söyleyip durdu fakat organizasyon bence bu duruma hazırlıklı değildi. Sağlık görevlisi bile benim gördüğüm sadece 2 kişiydi.
Instagram hesabımı takip etmek için –> @around.together
Ben teleferikle iniyorum, aşağıda bizi kemer merkeze götürecek servis araçları bekliyordu. Aşağı indikçe de hava açmaya güneşi görmeye başladık. Bizim indiğimiz teleferiğe JAK (Jandarma Arama Kurtarma) binerek yukarı çıkıyor. Yarışı tamamlayamamış veya kaybolmuş insanları bulmak üzere alandaki yerini geçte olsa alıyor.
Yaklaşık 30-35 dakikalık bir yolculuk sonucunda Kemer merkeze ulaşıyorum. Aracıma binip oteline döndüğümde saat 16:15’i gösteriyordu. Yaklaşık 11 saattir ayaktayım, duş alıp kendime gelme vakti.
Koşuyu bitirmenin ve madalyayı hak etmenin mutluluğu ise bütün her şeye değiyor. Duş sonrası yorgunum kalmıyor dersem abartmış olmam. Bir sonraki koşuda görüşmek üzere .
Emir Aşkın204 Posts
Seyahat Yazarı, Gezgin, “Aroundtogether” gezi sitesini hayata geçiren, gezmek için işinden istifa eden, Gemi İnşaa Mühendisi.
2 Yorum
Zühre Ertosun
28/05/2023 at 12:49Merhaba, öncelikle yazınızı beğendiğimi ancak eksiklikler olduğunu belirtmek isterim. Zira okurların bazı detaylardan eksik kalmasını asla istemem. Arkadaşlar bu yarışta bende vardım. Ve Emir Beyle aramızda 3 dk vardı. Kendisi tatlı tatlı anlatmış ancak o günden beri kendi koşu grubumla biz sürekli biz bu yarıştan nasıl sağ çıktık diye konuşup duruyoruz. Kıyamet koptu o gün sur üflendi, aklınıza gelecek tüm doğa olayları yaşandı, yağmur, dolu, fırtına, kar tipi ne varsa, önüme yıldırım düştü, Azrail bile acıyıp yardım etti. Benim hayatım tahtalı öncesi ve sonrası diye 2ye ayrılıyor. Amaaaaa mutlaka denenmesi gereken bir yarış. Şiddetle tavsiye ediyorum. Hem bazı iyi şeylere de sebep oluyor. 2.baharımdan herkese selamlar, bu güzel yazı ve imkan için size de teşekkür ediyorum Emir Bey :)
Emir Aşkın
28/05/2023 at 13:12Merhabalar, Vakit ayırıp yazımı okuduğun vede yarışa katılan birisi olarak yorumlarını belirttiğin için teşekkürler.
Evet yazdıklarına katılıyorum. Fırtına, yağmur, kar, dolu ve hatta önümüze düşen yıldırım (çok yakına düştü, ne oluyor yaaaw dedim) evet hepsi oldu. Ama hepsi bu yarışı güzelleştiren ve unutulmaz kılan şeylerdi. O yüzden koşarken bunların farkında olarak koştum ve zevk aldım. Bir sonraki yarışlarda daha da özel ve güzel anlar anılar biriktirmek dileğiyle.