Hurghada şehrinde geçirdiğim 3 günün ertesin de Luxor şehrine doğru yola çıkıyorum. Luxor şehri Hurghada’ya 4-5 saat uzaklıkta yer alıyor. Otobüs biletimi Sheraton Road da bulunan Go Bus firmasının ofisinden bir gün öncesinden almıştım. Luxor’a giden ilk otobüs 08.15 de hareket ediyor. Sabah 7.30 da uyanıp otelde bir şeyler yedikten sonra 20 Mısır EGP otogara gitmek üzere anlaşıyorum. 5 EGP yaklaşık 1 TL fiyat ilerleyen yıllarda değişebileceği için dolara endeks fiyatları söylemem daha uygun olacaktır. 17,5 EGP 1 Amerikan doları ediyor, buna göre fiyatları hesaplayabilirsiniz.

Instagram da Takip Etmek için–> @around.together

Otogar kaldığım otele çok uzak değil, yaklaşık 10 dakikalık yolculuk sonunda varıyorum. Otobüsümüz 10 dakika gecikmeli olarak hareket ediyor.  Otobüsümüz Qena şehrine kadar çölün ortasında gidiyor ve oldukça hızlı. Qena şehrinden sonra trafik baslıyor desem yeridir. Nil kıyısında birçok köy var ve her yerden at arabası çıkıyor, durum böyle oluncada 40 – 50 km hızla yola devam ediyoruz. Öğlen 13.00 gibi şehre varıyorum. Normal de otel rezervasyonum vardı, fakat otobüsten inince daha ucuza fiyat söyleyen bir başka yere gitmeye kadar verdik. Gitmeye diyorum çünkü Hurghada’da tanıştığım diğer 2 Türk arkadaşla birlikte yola devam ettik. 3 kişilik odaya 2 gece için kişi başı 120 EGP ödüyoruz. Oldukça ucuz ve de kahvaltı dahil. Otele yerleştikten sonra yemek yemek için dışarı çıkmaya karar vermiştik fakat bizi otele getiren Mr. Happy otelde yemek yiyebileceğimiz söyledi. Otelin en üst katında güzel bir terasın olduğunu, istersek yemeğimizi terasta yiyebilirsiniz diyor. Pilav, tavuk kızartma, birkaç çeşit salata ve ismini bilmediğim çorba gibi bir şey için kişi başı 50 Egp ödedik.

Dışarı çıkınca ilk işimiz tapınakları ziyaret etmek. Şehirde birçok tapınak yer alıyor ve en az 2 gününüzü ayırmanız lazım. O yüzden otel de fazla oyalanmayıp hemen tapınakları gezmeye başlıyoruz. Gezmeyi planladığım yerler;

• Karnak Tapınağı
• Luxor Tapınağı
• Hatshepsut Tapınağı
• Krallar Vadisi (Valley of the Kings)

İlk gün Luxor ve Karnak tapınaklarınız gezmeyi planlıyorum. Otelin önünde yer alan Fayton ile başlıyoruz pazarlık yapmaya. Güzergahımız şöyle; Otelden Karnak tapınağına gidiyoruz, sonrasında Luxor Tapınağına ziyaret edeceğiz tabii bu sırada Fayton dışarıda sizi bekliyor. Tapınaklardan sonra ise şehir turu ve otele geri dönüş. Tapınaklar arası yaklaşık 3 – 4 km falan diye tahmin ediyorum. Bu tur için kavga dövüş anlaştığımız fiyat kişi başı 35 Egp. İlk durağımız Karnak tapınağı oluyor.

Dikkat: Faytoncuya parayı kesinlikle peşin vermeyin, ilk tapınaktan sonra dışarıda bulamayabilirsiniz. En son geziniz bitince ödeme yapın.

Karnak Tapınağı

Karnak tapınağı Dünya’nın en büyük dini kompleksidir. Karnak tapınağının çeşitli bölümleri vardır. Tapınaktaki en önemli bölüm Hipostol bölümünde yakın aralıklarla 10 metre yükseklikte 134 masif sütun bulunmaktadır. Sütunların üzerindeki filografi hala bütün güzelliği koruyor. Diğer bölümlerde 12-21 metre yüksekliğinde, çapları 3 metreden fazla olan ve ancak altı insanın elele tutuşmasıyla çevreleyebildiği sütunlar vardır. Sütunları yüzyıllardır hala yıkılmadan ayakta durması insana hayrete düşürüyor. Sütunların dışında Karnak’ta 8000 adak taşı, 450 heykel ve 10’a yakın sfenks bulunmuştur.

Tapınak tam 2000 yıl boyunca çeşitli firavunlar tarafından eklemeler yaptırılarak devasa bir yer haline getirilmiştir. Tapınağın sonunda ise oldukça büyük bir havuz bulunmakta. Nil nehrinden gelen sularda doldurulan havuzda rahipler törenler gerçekleştiriyorlarmış.

İlginç bir bilgi de, İstanbul’un simgeleşmiş anıtlarından biri olan Dikilitaş, M.Ö.1600’de Firavun 3.Tutmosis tarafından Karnak Tapınağı’nın kapısına dikilmiş ve M.S. 390’da İmparator 1.Teodosius tarafından İstanbul’a getirilmiştir.

Giriş Ücreti: Tam 120 EGP, Öğrenci 60 EGP (ISIC öğrenci kartı geçerli)

Ziyaret Saatleri: 09.00 – 18.00

Karnak tapınaklarında yaklaşık olarak 1 saat gezdikten sonra bizi dışarıda bekleyen faytona binerek Luxor tapınağına gidiyoruz. İki tapınak arası çok uzak değil yaklaşık 2 – 3 km falan. İsterseniz yürüyerek de gidebilirsiniz. Luxor tapınağına vardığımızda hava kararmaya başlamıştı yavaştan. Hemen biletimi alıp içeri girdik.

Luxor Tapınağı

Luxor tapınağına hava kararmasına yakın gitmenizi öneririm. Tapınakları ışıklar yanmaya başladığı zaman müthiş bir görsel keyif alıyorsunuz. Luxor tapınağına girdiğinizde sizi 24 metre yüksekliğindeki heykeller karşılıyor. Bunların arasından tapınapa giriyorsunuz. Luxor Tapınakları Yeni Krallık döneminin 9.firavunu III. Amenhotep tarafından, Eski Mısır tanrılarının en büyüğü Amon-Ra adına M.Ö. 14. yüzyılda inşa ettirilmiştir. Daha sonraları Tutankamon, II.Ramses, Büyük İskender, Roma ve Müslüman Araplar tarafından çeşitli ekleme ve yapılarla günümüze kadar gelmiştir. Luxor tapınağa girince içerde cami olduğunu farkettim. Mısırda içinde cami bulunan tek tapınak burasıymış. Tapınakta neden cami olduğunu Luxor Tapınakları yazımda detaylı anlatıcam, okuyabilirsiniz.

Luksor tapınağı eskiden 4 km’lik bir yol ile karnak tapınağına bağlanıyor, tanrılar arasındaki bağ sağlanırmış. Zaman içerisinde kaybolan bu yol şuan yer aldığı yerde şuan şehir merkezi, çarşı var. iki tapınak arasındaki bağlantı kopmuş. Şuan tekrarda iki tapınak arasındaki yol yeniden yapılıyor. Tahminimce seneye falan aktif olarak kullanılacaktır.

Giriş Ücreti: Tam 100 EGP, Öğrenci 50 EGP (ISIC öğrenci kartı geçerli)

Ziyaret Saatleri: 09.00 – 21.00

Luxor tapınağı gezdikten sonra dışarıda bizi bekleyen Faytonumuza binerek şehir turu atmaya başladık, tabi ki önce bizi hediyelik eşyalar satan bir yere götürüyor. Buradan aldığınız her şey için sonrasında kendisi komisyon alıyor. Bu tarz ülkelerin hepsinde böyle, Mısır, Fas, Tunus fark etmiyor. Ziyaret ettiğimiz mekan oldukça büyük, papirüs kağıdının nasıl yapıldığını izliyoruz, sonrasında ise papirüs almamız için önerilerde bulunuyorlar. Bir şey almak zorunda değilsiniz, genel olarak pahalı daha ucuza başka yerlerde alabilirsiniz. Mağazadan çıktıktan sonra şehir turumuz başlıyor. Geniş sokaklardan daha dar sokaklara doğru girmeye başlıyoruz. Hele en son girdiğimiz sokak beni resmen şok etti. Bildiğiniz pazarın içerisinden geçmeye başladık. Sağ tarafla elbise satanlar, sol tarafta sebze meyve :D Şimdiye kadar da böyle bir şey görmemiştim.

Yaklaşık 1 saat süren şehir turumuzdan sonra otelimize dönüyoruz. Her halde yaklaşık 4 saat süren bir gezi için ödediğimiz para ise oldukça ucuz. Bu yüzden ata yem parası olarak fazladan bir şeyler ödedik ki fazlasıyla hak etti bence. :)

Otele döndükten sonra güzelce bir uyku çektim. Ertesi gün oldukça yorucu bir gün beni bekliyor çünkü. Sabah kalktıktan sonra kahvaltı yaptıktan sonra yola çıkmaya karar veriyoruz. Tabii Mr.Happy hemen bize öneride bulunuyor. İsterseniz araba kiralayıp Nil nehrinin karşı kıyındaki tapınakları gezebileceğimiz söylüyor. Bizim tercihimiz ise bisiklet kiralamak. Hemen tamam benim bildiğim yer var oradan kiralayalım diyor ve birlikte çıkıyoruz. Normalde nehrin karşı kıyısına geçip 50 EGP’ye bisiklet kiralayabilirsiniz ama Mr. Happy’nin söylediği yerde 40 EGP’ye bisiklet kiraladık, hem de tam gün.  Bisikletleri kiraladıktan sonra nehrin karşı tarafına (West Bank) geçmek üzere botları olduğu yere gittik. Aslında ben önceden okumuştum ama bir an aklımdan çıktı ve karşıya geçmek için özel bota kişi başı 5 EGP ödedik. Normalde feribotlarla geçerseniz sadece 1 EGP ödüyorsunuz.

Neyse karşıya geçtikten sonra başladık sürmeye, saat daha 10.00 olduğu için çok sıcak değil ama sıcak bir günün bizi beklediği şimdiden belli ediyor kendisini. Yaklaşık 30 dakika bisiklet sürdükten sonra ilk durağımız olan Hatshepsut Tapınağı’na varıyoruz.

Hatshepsut Tapınağı

Tapınağın girişindeki polis kontrol noktasına bisikletleri park ettikten sonra giriş kapısına doğru yürümeye başladık. Giriş biletlerini aldıktan sonra içeri giriyoruz. Hatshepsut Tapınağı, Mısır’ın ilk kadın hükümdarı Kraliçe Hatshepsut adına inşa edilen anıt mezardır. Oldukça büyük bir kayanın ön kısmına inşa edilen tapınağa ulaşmak için uzunca bir tören yolundan geçmeniz gerekli. Tapınak toplamda 3 kattan oluşuyor ilk 2 kat teras sonra bölümde ise birçok oda bulunuyor. 1.terastan 2. terasa rampa ile geçiliyor.

Tapınağın duvarlarında ki kabartmalar, Hatşepsut’un hüküm sürdüğü 20 yılın başarılarının büyüklüğünü gösteriyor. 3. kat duvarlarla çevrili bir avlu görünümünde. Avlunun dışında ise çift sütun sıraları, sağ yanında kraliçenin mezarı, sol yanında da tanrı Ra adına yapılmış anıtsal bir sunağın yer aldığı bir avlu bulunuyor.

Tapınağın girişinde isterseniz rehber tutabilirsiniz. Biz tutmadık, çünkü buna ayıracak paramız yok mu ama rehberle gezmek en iyisi. Birçok konuda bilginiz oluyor. Rehberle gezenlerin yanında takılarak bir şeyler dinleyebilirsiniz. Tapınağı yaklaşık 1-1,5 saatte rahatlıkla gezebilirsiniz. Bu arada kısa bir bilgi daha vereyim. Bilet alınan gişe ile tapınağın arası biraz uzak sayılır. Benim için uzak değil ama yaşlılar veya yürümede zorluk çekenler için araçlar mecbur. İsterseniz 4 egp vererek buna binebilirsiniz.

Giriş Ücreti: Tam Bilet; 80 EGP, Öğrenci; 40 EGP

Ziyaret Saatleri: 08.00 – 17.00

Hatshepsut tapınağından sonra bisikletlerimizi bıraktığımız yere döndük. Güneş artık tam tepemizdeydi ve rüzgar falan da esmiyor. Hadi bakalım diye pedallamaya başladık. Bir sonraki durağımız Krallar Vadisi (Valley of the Kings). Aslında harita üzerinden baktığınızda iki tapınak arası uzak değil. Hatshepsut tapınağının bulunduğu kayalığın tam arkası Krallar Vadisi ama kuş misali uçamıyoruz.  Güneş tam tepemizde olmasına rağmen yolun ilk 30 dakikalık bölümü çok zorlu geçmedi. Ama sonra 30 dakikalık bölümü geçmek bilmedi. Bisikletler vitesli olmadığı için hafif yokuş yukarı olan yolda gitmiyor. Gerçekten gitmiyor, oturarak sürmeniz imkansız mecbur ayakta sürmeniz lazım. İnsan yoruluyor, ayakları artık tutmaz oluyor. Dinlenmek isteseniz gölgelik bir yer yok, tepemizde güneş çölün ortasındasınız. Son 30 dakikalık bölümde 2 litre su içtim o kadar yani.

Krallar Vadisi (Valley of the Kings)

Neyse sonunda Krallar Vadisine zor da olsa sonunda vardım. Bisikletleri girişe kilitledikten sonra bilet almak üzere gişeye gittik. Bu arada birçok kez tekrarladım ama yine söylüyorum. ISIC öğrenci kartınız var ise indirimli bilet alabiliyorsunuz. Türkiye’den aldığınız Türkçe öğrenci kartına sıkıntı çıkartabiliyorlar. O yüzden kasmayın Türkiye’deyken ISIC kart alın. Yok öğrenci değilim zaten diyorsanız o zaman IETT otobüs kartı ile bile öğrenciyim diye yutturmaya çalışın işe yarıyor. Biraz şans tabii, o gün kasa da duran görevliye bağlı.

Krallar Vadisi isminden de anlaşılacağı gibi birçok kişinin mezarının bulunduğu yer.  Heralde yaklaşık 40’a yakın mezar vardır. Bilet alırken ödediğiniz ücret ile sadece 3 tane mezar ziyaret edebiliyorsunuz. En çok bilinen Tutankamon’un mezarı ziyaret etmek isterseniz extra para ödeyerek bilet almanız gerekiyor. Ben normal bilet alıp içeri girim, 3 adet mezar ziyaret etme hakkım var ve de birçok yerde olduğu gibi burada da fotoğraf çekmek yasak. Tabii ki kaçak fotoğraf çekmenin tadı paha biçilmez. İçeriye girince hangi mezarları ziyaret etmek gerektiği hakkında bilgim yoktu. Bu yüzden en fazla ziyaretçinin olduğu mezarları ziyaret etmeye karar verdim. İlk önce Ramses 4 ‘ün mezarını ziyaret ettim. Mezarların içerisine uzun bir koridordan iniyorsunuz, koridorun sonunda ise genelde odalar bulunuyor en sonda ise mezar odası. Fakat mezar odaları şuan boş, Krallar Vadisinde bulunan her şey şuan Kahire müzesinde bulunuyor.

Mezarların içerisine girince şaşırmamak elde değil. İnsanların yüzyıllar önce yaptıkları şeylerin günümüze kadar ulaşmasına şaşırıyor insan. Hele mezar odasına inen koridorlarındaki süslemeler yok mu adeta müthiş, insanın ağzı açık kalıyor.

Ramses 4’ün mezarından çıktıktan sonra geriye kalıyor 2 hakkım. Her bir mezar odasına kendine özgü yapıya sahip, Uzun koridor sonunda bazen sütunlu bölümler oluyor, bazen de rampa aşağıya inerek mezar odasına ulaşıyorsunuz.

Krallar Vadisiyle ve Tutankamon’un mezarıyla ilgili daha detaylı yazı yayınlayacağım.

Ziyaret Saatleri: 07.00 -17.00

Giriş Ücreti: Tam Bilet; 160 EGP, Öğrenci; 80 EGP

Krallar Vadisinde yaklaşık 2 saat zaman geçirdikten sonra bisikletlerimize atlayıp, zorlanarak çıktığımız yoldan aşağıya sadece 5 dakika da iniyoruz. Krallar Vadisinin bulunduğu West Bank bölgesinden ayrılmak için feribotların hareket ettiği yere geçiyoruz. Zaten yol sizi direk oraya götürecek. Biz bisikletleri Luxor şehir merkezinden kiraladığımız için bisikletlerimiz ile feribota biniyoruz. Feribota 1 EGP vererek biniyorsunuz. Her 10-15 dakika bir hareket ediyor.

Luxor şehir merkezine dönünce bisikletleri aldığımız yere iade ettikten sonra yemek yemek için bir mekana oturuyoruz.  Yemeğimiz yedikten sonra akşam kurulan pazarda biraz gezdikten sonra otele döndüm. Luxor’da 2 tam gün geçirdim ve ertesi gün yeni bir şehre hareket etme vakti gelmişti.

Luxor’dan sonra ki durağımise en çok merak ettiğim Aswan şehri.

Luxor Şehrinde Konaklama

Luxor’da her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mecbur. Sadece dikkat etmeniz gereken otellerin yıldız seviyeleri Avrupa otelleri ile bire bir değil. Yani şöyle Luxor’da ki 3 yıldızlı otel İspanya’da 2 yıldızı zor alır. Bu yüzden otel seçerken dikkatli olun. Özellikle çocuklu seyahat edenler için önemli bir konu. Sırtçantalı gezenler çok rahatlıkla gecelik 50 EGP’ye tek kişilik oda bulabilir.

Luxor Şehrine Ne Zaman Gitmeli ?

Luxor şehrinin ziyaret etmek için en ideal mevsim Sonbahar ve İlkbahar ayları. Ben Mart ayında ziyaret ettiğimde bile gündüzleri oldukça sıcaktı, akşamları ise çöl ikliminden dolayı hava serinliyor. Her zaman yanınıza uzun kollu bir şeyler almanızı öneririm. Peki yazın gidilmez mi gidilir tabiki de ama bunaltıcı sıcaklarda gezmek zorunda kalırsınız.

Luxor Şehri Nerede ve Nasıl Gidilir?

Luxor şehri Kahire’ye yaklaşık 660 km uzaklıkta yer alıyor. Luxor şehrine gitmek için 2 adet alternatif mevcut. Bunlardan ilki benimde tercih ettiğim otobüs yolcuğunu Go Bus firmasından otobüs biletinizi alarak ulaşabilirsiniz. Diğer bir alternatif ise Kahire’den hareket eden Cruise gemileri ile Luxor’a ulaşmak. Cruise gemileri genelde Luxor, Edfu ve Aswan şehirleride durarak geziler düzenliyor.