Sinop’a gelenlerin ilk ziyaret ettiği yer hiç kuşkusuz Sinop Cezaevi. Üç tarafı deniz olan ve tarihi kale duvarlarının içerisinde yer alan cezaevine ev sahipliği yapan kale yaklaşık 4000 yıl önce bölgenin hakimi Gaskalılar tarafından yapılmıştır.

Instagram hesabımı takip edin –> @around.together

Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi korumuş ve güçlendirmişlerdir. Kalenin cezaevi olarak kullanımına ait en eski belgeler ise 1568 yılına dayanmaktadır.

Sinop Cezaevini 3 – 4 kez ziyaret etmeme rağmen her ziyaretim sırasında hüzünleniyorum. Tarihi Cezaevi büyüleyici ve ürpertici bir mekan, birçok insan acılar çekilmiş bu mekanda. Hepimizin bildiği, ismini duyduğu birçok şahıs yatmış. Bunlardan bazıları şöyle; Kırım Hanı Devlet Giray, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Ruhi Su, Mustafa Suphi, Zekeriya Sertel bu cezaevinde yatmış bazı isimlerdir. Müzede gezerken, Sabahattin Ali’nin şiirlerinden bestelenmiş efsane şarkıların çalındığını duymak o şarkıları dinlerken koğuşları gezmek insanı bambaşka dünyalara götürüyor. Sabahattin Ali birçok ünlü şiirini bu duvarlar arasında yazmış, en bilineni ise Aldırma Gönül şiiridir. Sinop Cezaevi kapatıldıktan sonra birçok film ve diziye de ev sahipliği yapmıştır. Pardon, Parmaklıklar Ardında, Tatar Ramazan, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz bunlardan sadece birkaçıdır.

Sinop Cezaevi birçok açıdan ilkler yaşanmıştır. Türkiye’de ilk kez bir uygulama burada yapılmış, mahkumların birer sanata yönelmesi için çalışılmıştır. Bunun için içeride atölyeler kurulmuştur. Mahkumların yaptığı küçük sanat eserlerinin satılması ile de onlara maddi olanaklar sağlanmıştır.

Zindan

Cezaevinin en çok insanı etkileyen ve ürperten bölümü ise hiç kuşkusuz Zindan. Zindan 1214 yılında surlar yapılıp, 5 burç eklenmiştir. Burçların yükseklikleri 22 metre’dir. Burçlar 1568 yılından beri zindan olarak kullanılmaya başlanmıştır.  O dönemde şehirde yaşanan ayaklanmalar sırasında yakalanan birçok kişi zindanlara atılmış.

Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu zindandan şöyle bahsetmiştir; “Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.”

Evliya Çelebinin anlattıklarını anlamak için cezaevinde 20.yy başlarında yatan bazı mahkumları hatırlamak yeterlidir;

• Arnavut Halil Bey; 15 sene mahkumiyetle gelmiş, içeride 8 kişiyi öldürerek 115 seneye mahkum edilmiştir.
• İzmirli Nazif; 130 seneye mahkumdur.
• Kurt Haydar; 150 seneye mahkum olmuştur.

Bunların yanı sıra sadece bıçağını denemek için adam öldüren nice katiller yine bu zindanlara atılmıştır.

Sinop Cezaevinin her kovuşu, her avlusu hüzün doludur. Gezerken bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Sinop Cezaevi Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

Cezaevi haftanın her günü ziyarete açıktır. Müze kartınız varsa ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Müze kartı nedir diyorsanız Müze kart yazımı okuyabilirsiniz. Eğer müze kartınız yok ise burada çıkartmanız da mümkün.

Giriş Ücreti: 5 TL ( Müze kart ile Ücretsiz)

Ziyaret Saatleri: Her gün Yazın 15 Nisan / 2 Ekim 09.00 – 19.00, Kışın 3 Ekim / 14 Nisan 08.00 – 17.00

Tarihi Cezaevi Nerede ve Nasıl Gidilir?

Sinop Cezaevi bütün heybeti ile şehre giriş yaptığınızda sizi karşılıyor. Şehre ulaştığınızda kolaylık bulabileceğiniz bir noktada yer alıyor. Küçük bir bilgi vermek istiyorum, aracınız ile geliyorsanız Cezaevinin 50 metre gerisinde ve karşısında yer alan otoparka aracınız parkederek gezmeye başlayabilirsiniz.

[/vc_column][/vc_row]