Şehzadeler Şehri Amasya
Amasya, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisi durumunda.Tarihi kimliği,temiz havası,bozulmamış şehir yapısı ile ziyaret edilmesi gereken şehir Karadeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Benim de yarı memleketim sayılan Amasya’yı birçok kez gezip görme imkanım oldu.
Anadolu’nun eski yerleşim alanlarından biridir.Hititlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların merkezi olmuştur. Kentin bilinen en eski adı, söylendiği biçimi ile günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelen Amasya’dır. Eski kayıtlarda ve buluntularda Amesseia – Amacia – Amaccia ismi okunmaktadır. Tahminen MÖ 60 ve MS 19. yıllarda Amasya’da doğduğu bilinen ve Coğrafya ilminin mucidi olarak tanınan Strabon, yazdığı ünlü coğrafya kitabında Amasya’dan Amasseia olarak söz etmektedir.[/vc_column_text]
Kral Kaya Mezarları
Helenistik dönemde, Amasya’yı İÖ.333’den İÖ.26’ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Krallarına ait olan Kral kaya Mezarları, Harşena Dağı’nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmış olan 5 adet mezar, yapıları ve mevkileri itibariyle ilk bakışta dikkati çekmektedir. Vadi içerisinde irili ufaklı toplam 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır.
Kral Kaya Mezarları bazı dönemlerde hapishane ve cezalandırma mekanı olarak da kullanılmışlardı. VI. Mithridates, kendisi ile yapılan barış görüşmelerinde zorluk çıkaran Romalı elçileri, Demiryolu geçidinin hemen üzerinde yer alan mezara hapsetmiştir.
Ferhat Su Yolu
Kentin su ihtiyacını karşılamak için Helenistik dönemde yapılmış olan su kanalı yaklaşık 75 cm. genişliğinde 18 km. uzunluğundadır. Yer yer duvar örülerek ve arazi eğimine uygun, terazi sistemine göre yapılmıştır.
Ferhat Su kanallarını ziyaret edipte.Ferhat ile Şirin’in dillere destan aşk hikayesini anlatmadan olmaz.
Efsaneye göre Ferhat, Persler döneminde yaşamış ünlü bir nakkaştır. Sultan kız kardeşi Şirin için yaptırdığı köşkün süslemelerini yaparken Şirin’i görür ve birbirlerine sevdalanırlar. Ferhat, Sultan’a haber salarak Şirin’i istetir. Sultan, kız kardeşini vermek istemez. Ferhat’ı oyalamak için Elma Dağı’nı delip şehre su getirmesini şart koşar. Ferhat, sevdanın verdiği aşkla dağları delmeye başlar. Sultan, dağı delip suyun akacağı kanalı tamamlamak üzere olan Ferhat’ın yanına yaşlı dadısını göndererek, Şirin’in öldüğü haberini ulaştırır. Ferhat, bu acı haber üzerine, elinde tuttuğu külüngü havaya atar, düşen külünk Ferhat’ın başına isabet eder ver Ferhat orada ölür. Ferhat’ın acı haberini alan Şirin korku ve heyecanla olayın geçtiği kayalığa gelir.Ferhat’ın öldüğünü görünce bu acıya dayanamaz ve kayalıklardan aşağı yuvarlanarak, orada can verir. Her iki sevgiliyi, can verdikleri kayalıklarda yan yana gömerler.
Derler ki, her bahar iki mezar üzerinde iki gül bitermiş. Tam birbirlerine kavuşmak üzereyken, mezarların ortasında bir kara çalı peyda olur, iki gülün kavuşmalarını engellermiş.
Maket Amasya Müzesi
Amasya Maketi Amasya’nın 1914’lü yıllarını yansıtımaktadır. İki yılda tamamlanan makette şehrin hem gündüzünü, hem gecesini bütün dinamikleri ile görmek mümkün. Şehrin tamamının, gündelik hayatla birlikte makette yansıtılmaya çalışılmış 1000’den fazla hareketli ve hareketsiz figürleri ile yaşayan bir şehir oluşturulmaya çalışılmış ve oldukçada başarılı.
Aynalı Mağara (Kaya Mezarı)
Amasya çevre yolunun Samsun yönünden sağa ayrılan Ziyaret Beldesi yolu üzerinde yer alana mağara,şehir merkezine 3,3 km uzaklıktadır. Kral Kaya Mezarlarının en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır.
Yerden dört basamakla çıkılan 1.65 m. yüksekliğindeki mezar düz bir kayaya oyulmuştur. Genişliği 9.8 m. Yüksekliği 13 m’dir Kral Kaya Mezarlarının en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır.
Dönemin kralının Dünyalar güzeli bir kızı vardır.O kadar güzeldir ki; görenler dayanamaz, yıldırım düşmüş gibi kendilerinden geçerler.Bu yüzden genç kız,hep peçeli gezer,güzel yüzünü kimseye gösteremez. Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası,dört bir yana haberciler çıkarır kızını evlendirecektir.Ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır,onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir.
Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler,vezir çocukları,dünya zenginleri, yiğitler,bilginler,kısacası gençliğine,bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya’ya gelirler.
Amasya meydanında kurulan özel bölümde bulunan güzel kız bekleye dursun.Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yaklaşan ise peçesini kaldırmak istediğinde eli titrer,dizlerinin bağı çözülür.Bu sahneler günlerce devam eder.Bir gün fakir mi fakir,ama yiğit mi yiğit, gerçekten güzel,alımlı bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum!” diye destur alıp tahtın yanına yaklaşır.Herkesin şaşkın bakışları arasında hiç vakit geçirmeden kızın peçesini kaldırır.O an öyle bir elektriklenme olur ki, bir aydınlanma,bir alev,bir ateş sarar etrafı.Kimse ne olduğunu anlayamaz.Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır.Sonra, onsuz bir sessizlik içinden kömür kesilir iki genç, yan yana uzanmış şekilde.
İki gencin cesedi,şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kayamezar içinde iki ayrı odaya gömülür.Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte güzel kızın yüzü gibi parlamaya başlar.Bu parlaklığından dolayı da,daha sonra kaya mezarın adı ” Aynalı Mağara” diye ünlenir.
Hazeranlar Konağı Etnografya Müzesi
1865 yılında inşa edilen konak Osmanlı döneminin en zarif sivil mimari örneklerinden birisidir.Konağın iki ayrı girişi vardır. Bunlardan birisi sübyan mektebi ile evler arasında Arnavut kaldırımlı dar yolun bulunduğu avlu kapısıdır. Saçak üzerine kiremit örtülü, çift kanatlı bu kapı bodrum kat ve haremlik bölümü ile irtibatlı ön avluya açılır.
Diğer giriş ise Hatuniye Camii avlusuna çıkıyorsunuz.
Hazeranlar Konağı üç katlıdır. Selamlık, harem ve hayat bölümleriyle tipik bir Osmanlı Konağı’dır.Hazeranlar Konağı sergilenen toplam 355 civarında Etnoğrafik eser bulunuyor.Bu eserler arasında 19.yy. yaşantısını yansıtan giysiler,halı ve kilimler,günlük konakta kullanılan mutfak eşyaları ve kadın ziynet eşyaları gibi malzemeler yer almaktadır.
Gökmedresei Cami
Selçuklu valilerinden Torumtay’ın (1267) Amasya’da yaptırdığı kabul edilir.Cami; medrese ve mezar odası ile kapalı bir külliye şeklindedir. Yanında bulunan kümbet mavi renkte çinilerle süslendiğinden Gökmedrese adını almıştır. Türbe, tuğla ve tek renkli koyu yeşil çinilerden meydana gelmiş zikzak motiflidir.Caminin çok uzun olan giriş bölümü medrese olarak kullanılmıştır.
Bayezid Külliyesi ve Camisi
Sultan II. Bayezıt adına 1485-1486 yılında yaptırılan külliye; cami,medrese,imaret türbe ve şadırvandan oluşmaktadır. Cami avlusunda otururken camiden çıkan yaşlı bir amcayla muhabbet ettik.Amcanın anlattığına göre caminin nereye inşaat edilmesine karar verilememiş.Caminin yerine karar vermek için 2 ok atılmış ve caminin yapılacağı yeri belirlenmiş.Atılan 2 ok’un düştüğü yere de şuan caminin minare hizasında bulunan çınar ağaçlarını dikilmiş.
Amasya Kalesi
Amasya Kalesi Müthiş bir manzaraya sahip olup tüm şehri ayaklarınızın altına seriyor.Kalenin Belkıs, Saray, Maydonos ve Meydan adlarına dört kapısı, kale içinde Cilanbolu adlı su kuyusu, sarnıç, zindan bulunmaktadır. Kaleden 70 m. aşağıda Yeşilırmak’a ve kral mezarlarına kadar uzanan M.Ö. III. yüzyıla ait merdivenli yer altı yolu, burç ve cami kalıntıları vardır.
Amasya Arkeoloji Müzesi
1925 yılında Sultan 2. Beyazıt Külliyesi’nin bir bölümü kullanılarak açılan müze daha sonra eserlerin çoğalması ve teşhir edilecek yeni mekanlara ihtiyaç duyulması neticesinde 1962 yılında Selçuklu Döneminin monumental eserlerinden Gökmedrese Camii’ne taşınmıştır.
Müzede 13 ayrı medeniyete ait Arkeolojik, Etnografik, Sikke, Mühür, El yazması ve Mumyalar olmak üzere yaklaşık 24.000 civarından eseri ile bölgenin en modern ve en zengin müzesi konumundadır.Müzenin bahçe içerisinde Selçuklu Sultani I.Mesud’a ait türbe ve Osmanlı Dönemi Narlıbahçe Ceşmesi de yer almaktadır.
Şehzadeler Müzesi
1800’lü yıllarda inşa edilen Yalıboyu konağında yer alana Amasya Şehzadeler Müzesi, Valilik tarafından 2008 yılında hizmete açılmıştır.Müzenin alt katında Amasya’da valilik yapan fakat sultan olma fırsatı bulamayan şehzadelerin balmumu heykelleri, üst katta ise Amasya’da valilik yapıp, sonra Osmanlı Devleti’nde sultan olan(Şehzade) padişahların balmumu heykelleri sergilenmektedir.
Müzenin tam karşısında yer alan caddenin ismide Şehzadeler yolu olarak geçiyor.Cadde de Amasya’da Valilik yapmış olan Şehzadelerin heykelleri yer alıyor.
Bimarhane (Darüşşifa Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi)
Amasya Bimarhanesi (Darüşşifa),8500 yıllık bir tarihi geçmişi bulunan Amasya’nın en önemli ayakta kalan eserlerindendir.Yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip olan Bimarhane İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Uduz Hatun adına Anber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılmıştır.Dünyada akıl hastalarının müzik ve su sesi ile tedavi edildiği ilk hastanedir.
Fatih Sultan Mehmet zamanında dünyaca ünlü cerrahlardan Sabuncuoğlu Şerafeddin 14 yıl boyunca da Bimarhane’de çalışmalarını sürdürmüştür. Yaptığı çalışmalar sonucunda zamanla adı bütün Anadolu’da duyulmuştur.
Saat Kulesi
Şehrin girişinde bulunan saat kulesi 865 yılında Amasya Valisi tarafından yaptırılmıştır. 1938 yılındaki depremde yıkılmış olan saat kulesi 2002 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Instagram’da benimle birlikte gezmeniz için hesabım @around.together
Facebook Seyahat Sayfam Aroundtogether Facebook Sayfası
Bol seyahatli ve sağlıklı günlere…
Emir Aşkın204 Posts
Seyahat Yazarı, Gezgin, “Aroundtogether” gezi sitesini hayata geçiren, gezmek için işinden istifa eden, Gemi İnşaa Mühendisi.
0 Yorum