Singapur Gezi Rehberi
Bangkok’dan kalkan AirAsia firması ile Singapur havalimanına zamanında iniş yapıyoruz. Singapur, Türk vatandaşlarından vize istemiyor, fakat malum, darbe ve terör olayları sonucunda ülkeye girmeden sorguya çekilmek üzere alınıyorsunuz. Sorgu dediysem aslında olağan bir durum olsa gerek, pasaport kontrol bölümünün hemen yanındaki koltuklarda oturuyorsunuz ve sıranız gelince sizi polis çağırıyor veya pasaportunuzla birlikte yanınıza gelip oturarak birkaç soru soruyor.
Instagram hesabımı takip edin –> @around.together
Nereye gidiyorum?, Üzerimde ne kadar para var? Otel rezervasyonum var mı? Dönüş uçak bileti falan derken 1,5 saat bekletiliyorum. Otel rezervasyonun var ama dönüş biletim yok, kara yoluyla Kuala Lumpur şehrine gideceği belirtiyorum. Sonunda parmak izim alınıp ülkeye giriş izni veriliyor.
Singapur’a gitmek istiyorum ama biletler çok pahalı diyorsanız, Singapur Uçak Biletinizi ucuza almak için fiyat kıyaslandırması yapabileceğiniz biletbayi.com sitesinden biletiniz güvenle alabilirsiniz.
Havalimanında bulunan metroya atlayarak şehir merkezine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Otelim Little India durağına çok yakın bir konumda yer alıyor. Otele gittiğimde resepsiyondaki, kız havalimanından polisin aradıklarını ve her şeyin yolunda olup olmadığı soruyor. Polis nerede kalacağımı bana sorduktan sonra teyit etmek için otelimi aramış, belki de konaklamayacağım bir yer sallamış olsam veya CouchSurfing üzerinde birisinde kalacağım diye belirtecek olsam ülkeye girişte sıkıntı yaşayabilirdim. Singapur’a gidecekler için herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmanız için önceden otel rezervasyonu yaptırmakta çok büyük fayda var, aklınızda olsun.
Otele yerleştikten sonra bir şeyler yemek için dışarı çıkıyorum, Little India adında anlaşılacağı gibi birçok Hindistanlının yaşadığı bir bölge. Otelin karşısında yer alan Hindistan Restaurantına oturup uzun bir süre sonra damak tadıma uygun bir şeyler yeme fırsatı buluyorum. Little India sokaklarında biraz gezdikten sonra otele dönmeye karar veriyorum, oldukça yorgunum ve hava da zaten kararmaya başladı.
Ertesi gün ilk işim gezmeye başlamadan önce sadece turistler için olan Tourist Card almak oluyor. Turist Kart size ciddi anlamda tasarruf etmenizi ve bilet sırası beklemeden Otobüs ve Metro’ya sınırsız binme hakkı veriyor. Singapur’da ulaşım ile ilgili yazıma göz atabilirsiniz.
Ulaşım işini hallettiğime göre gezmeye başlayabilirim. İlk durağım Singapur’un kalbine… Marina by Sands otelin altında yer alan alışveriş merkezinde geziyorum. Alışveriş merkezi birbirinden lüks mağazalarla dolu. Sadece mağazalara bakmakla yetiniyorum.
Alışveriş merkezinin içerisinde isterseniz Venedik’de olduğu gibi kayık turu yapabilirsiniz. Oldukça küçük bir havuz ama binen insanları gördüm. Alışveriş merkezinin en alt katına inip bir şeyler yiyorum. Oldukça pahalı ama yapacak bir şey yok. Yemeğimi yedikten sonra dışarı çıkıyorum. Marina by Sands otelinin hemen çıkışında yer alan ArtSciense Müzesine girmek istiyorum.
Singapur’un simgesi haline gelmiş bir binadan bahsediyorum. Yuvarlak mimarisi ile insanların ilgilisi geçen bir yer burası. Birçok kişi sadece binanın içerisini görmek için müzeyi ziyaret ediyor.
Müze 3 kattan ve toplamda 21 galeriden oluşmaktadır. Özellikle çocuklu aileler tarafından ziyaret edilebilecek bir mekan burası. 3D yazılarla yapılan malzemeler, ışıklı galeriler, gerçekten çok hoş, tam olarak nasıl anlatabilirim bilmiyorum, görmelisiniz.
Müzeden çıktıktan sonra hemen karşıda yer alan Merlion Meydanına doğru yürüyorum. Merlion Meydanında şehrin simgesi haline gelmiş heykel yer alıyor. Heykel, deniz atına benziyor. Kuyruğu balık, kafası ise aslan şeklinde. Ağzından püskürttüğü su Singapur nehrine dökülüyor. Burada fotoğraf çektirmek Singapur’un olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Heykelin orada oturup, biraz da fotoğraf çektikten sonra 30.000 kişilik kapasiteli yüzer stadyumun olduğu yere doğru yürümeye başlıyorum zaten oldukça yakın. Stadyum oldukça ilginç, Singapur’a gelmeden önce yapılış aşamasını izlediğim için daha da ilgimi çekti.
Stadyumun etrafında gezerken şansıma Formula 1 yarışların bir sonraki etabı Singapur’da yapılacağı öğreniyorum, hazırlıklar çoktan başlamış bile. Yolların bir kısmı kapatılmış tribünler kurulmaya başlamıştı. Bulunduğum yere oldukça yakın olan Victoria Tiyatro binasına yürürken hafiften yağmur başlıyor.
Tiyatro binanın içi oldukça güzel, yağmurun dinmesini beklerken binanın içinde düğün fotoğraf çekilen çifti izliyorum. Yağmur yavaşlayınca gökdelenlerin arasına sıkışmış eski yerleşim yerlerinin arasından geçip Asian Civilisations müzesine varıyorum. Müzeye giriş ücretli, ben şahsen girmedim ama girmek isterseniz 5 Singapur doları ödemeniz gerekmektedir.
Yağmur tekrar başlıyor ama gezmeme engel değil. 1870 yapılan Cavenagh Köprüsünden (Cavenagh Bridge) geçerek metro istasyonuna ulaşıp Hostelimin bulunduğu yer olan Little India’ya dönüyorum.
Dün Little India sokaklarında gezerken görmüş olduğu Hindistan restaurantından birisine oturup lezzetli yemekler yiyorum. Singapur gerçekten pahalı olduğu için daha ucuz bir bölge olan Little India’da konaklamayı ve yemek yemeği tercih edebilirsiniz.
7 ay boyunca Asya kıtasında seyahat ettiğim için hep aynı tarz yemekler yemek zorunda kalmıştım. Hint yemekleri bizim damak tadımıza biraz daha yakın olan Hint mutfağından bir şeyler yemeği tercih ediyorum.
Garden of the Bays
Garden of the Bays parkına giriş ücretsiz ama içindeki Flower Dome ve Cloud Forest bölümlerini ziyaret etmek isterseniz ücret ödemeniz gerekli. Devasa büyüklükte olan cam seraların içinde çeşitli bitkiler görebiliyorsunuz. Garden of the Bays parkında yer alan Flower Dome ve Cloud Forest bölümlerine online bilet alabilirsiniz ama bence gerek yok, direk gittiğinizde alıp içeri girin, en azından ben öyle yaptım.
Park oldukça geniş bir alanı kaplıyor. Saat 10.00 gibi hostelden ayrılarak Garden of the Bays parkına doğru yola çıktım. Parkın içerinde yürüyüş yolları, bisiklet yolları ve köprüler yer alıyor.
Parkta gezdikten sonra bilet alarak Flower Dome ve Cloud Forest bölümleri gezdim. Sonrasında ise parkın esas simgesi olan Supertree olarak bilinen 50 metre boyundaki ağaçsı heykellerin olduğu bölüme geçtim. Her biri kendi başına bir dikey bahçe olan bu yapay ağaçlar hem kendileri için hem de park için enerji üreten ekosistemler olarak tasarlanmış. İnsan kendisini Avatar filminde hissediyor.
Eğer ağaçlara çıkıp birbirleri arasındaki köprüden geçmek isterseniz bunun içinde bilet almanız lazım. Birçok kişi köprüye çıkmadan aşağıdan her akşam 2 kez gerçekleşen ışık gösterisini izliyor.
Gardens of the Bays’dan da gözüken bir diğer mekan ise Singapore Flyer yani dönme dolap. Ama bu dönme dolap öyle ufak bir şey değil, 165 metre yükseklikte dev bir dönmedolapdan bahsediyorum. 2008’de açılan Singapore Flyer, Londra’daki London Eye’dan bile daha yüksek. Singapur’daki dönme dolaba binmedim ama 1 tam tur 30 dakika sürüyormuş. Dönme dolap şehrin en iyi manzarasına sahip. Bu sebeple özellikle akşam üstleri güneş, gökdelenlerin üzerinden batmak üzereyken dönme dolaba binebilirsiniz.
Giriş Ücret: 33 Singapur Doları
Ziyaret saatleri: Her gün 08.30 – 22.30
Garden of the Bays parkında gece yapılan ışık show’unu izledikten sonra hostele dönmek üzere metroya gittim. Hostele döndüğümde saat 23.00 civarı idi. Dolu dolu tam bir günü parkta geçirebilirsiniz.
Singapur Hayvanat Bahçesi
Hostele döndüğümde yatmadan önce, yarın için Hayvanat Bahçesine internetten bilet satın almak için bakıyorum. Singapur Hayvanat Bahçesine online bilet alırsanız %10 indirim mevcut. İndirimden ve de gidip bilet kuyruğunda beklememek için online biletimi aldım. Bileti alınca sadece mail’e gelen barkodlu biletinizi telefonunuza indirmeniz yeterli. Çıktı falan almanıza gerek yok. Yarın kalkınca kahvaltımı yapıp şehrin biraz dışında yer alan Singapur Hayvanat bahçesine ulaşmak için toplu taşımaya biniyorum. Kırmızı hatta yer alan Ang Mo Kio ulaştıktan sonra 138 numaralı otobüs veya taksiye binerek gidebilirsiniz. Kalabalık bir grupla gidiyorsanız taksi ile gitmek en ideal yöntem.
Singapur Hayvanat Bahçesine ulaştığım zaman internetten bilet alarak ne kadar iyi bir şey yaptığımı anlamış oldum. Gişelerde oldukça uzun bir kuyruk vardı. Hiç beklemeden içeriye giriş yaptım. Normalde Hayvanat Bahçelerini gezmeyi pek sevmiyorum ama burada ziyaret ettim. Birçok ülkedeki hayvanat bahçelerine göre oldukça büyük ve doğal ortamlarına yakın bir yaşam alanı oluşturulmaya çalışılmış.
Singapur Hayvanat Bahçesi, özellikle çocuklu aileler için mükemmel bir yer. Birçok hayvanı ilk kez burada görmeniz mümkün; Leopar, zebra, aslan, zürafa, denizaslanı, fil, flamingo, porsuk, çakal, su aygırı vb. gibi.
Hayvanat Bahçesi’nde, günün belirli zamanlarında hayvanların yapmış olduğu şovları izleyebilirsiniz. Show başlamadan 15 dk önce anons yapılarak ziyaretçiler bilgilendiriliyor. Kısacası sabah erken saatte girdiğim hayvanat bahçesinden kapanış saatti geldi, yeter artık çıkın denilene kadar gezdim. Bazı bölümleri hızlı hızlı geçmek zorunda kaldım.
Hayvanat bahçesi bileti alırken isterseniz Night Safari, River Safari ve Jurong Bird Park biletlerini paket şeklinde alabilirsiniz, oldukça ucuza geliyor.
Hayvanat bahçesi dönüşünde ise Kuala Lumpur biletimi almak için Golden Mile Complex’a gidiyorum. Kuala Lumpur’a giden otobüslerin birçoğu buradan hareket ediyor. Ertesi güne bilet almak için tek tek ofisleri bilet fiyatları soruyorum. Bilet fiyatları 20 – 25 Singapur Doları arasında değişiyor. Son bir yere daha sorup öyle alayım derken 10 Singapur Dolarına bilet satan bir firma buluyorum. Önce aktarmalı mı neden bu kadar ucuza bilet sattıklarını, diğer firmalar 20-25 Singapur Doları istediklerini sordum. Promosyon olduğunu o yüzden 10 dolar’a sattıklarını söylediler. Firmanın ismi Starmart, ne kadar ucuz o kadar iyi benim için, hemen biletimi alıyorum. Otobüsüm bileti aldığım yerden kalkacak. Ertesi gün için biletimi alıp otele dönüyorum.
Ertesi gün otobüsüm hareket saatinden önce bilet aldığım yere gidiyorum. Bilet ucuz olunca otobüs biraz eski veya o tarz bir şey bekliyordum ama tam aksine oldukça yeni bir otobüs ile Malezya’nın Başkenti Kuala Lumpur’a hareket ediyorum.
Emir Aşkın204 Posts
Seyahat Yazarı, Gezgin, “Aroundtogether” gezi sitesini hayata geçiren, gezmek için işinden istifa eden, Gemi İnşaa Mühendisi.
4 Yorum
Betul
09/12/2017 at 02:31Vietnam’dan sonra Singapur yazısı ile tekrar kalbimi kazandınız :) Heyecanla Malezya notlarını bekliyorum
Emir Aşkın
09/12/2017 at 10:42Yazımı beğendiğinize çok sevindim Betül Hanım. En kısa zamanda Malezya notlarımda sitedeki yeri alacak. :)
gulet kiralama
08/03/2018 at 23:55Burası hakkında hiçbir fikrim yoktu. Taki sizin bu yazınızı görene kadar. Çok ilgimi çekti açıkçası.Değişik yapıları var ve çok devasa göründü gözüme. Yakından görmek lazım belkide ama çok beğendim gerçekten.Özelliklede hayvanat bahçesini merak ettim..Keyifle okudum yazınızı teşekür ederim…
Emir Aşkın
09/03/2018 at 10:57Yazımı beğendiğinize sevindim. :) Singapur küçük bir ülke olmasına rağmen görülmesi gereken birçok yer var.