Odessa
Uman’dan bindiğim otobüsten Odesa’da şehir merkezine yakın bir yerde inip, Booking’den ayırttığım oteli aramaya başlıyorum. Otel şehrin göbeğinde, opera binasına sadece 250 metre uzaklıkta yer alıyor. Otelin girişi ürpertici durumda. 4 katlı bir binanın en üst katındaki daireyi otele çevirmişler. Sadece 5-6 tane oda mevcut. Sahipleri de otelde kalıyor. Eşyaları yerleştirip gece Odesa’nın ışıl ışııl olan sokaklarını görmek için dışarı çıkıyorum.Sokaklar oldukça hareketli. Sokaklarda biraz dolaştıktan sonra bir şeyler yeyip dinlenmek üzere otele dönüyorum.Yarın gezmeye devam edeceğim.
Odesa’da güzel ve sıcak Nisan sabahına uyanıyorum. Kahvaltı yapmak için dışarı çıkıyorum. Bir şeyler yedikten sonra Opera binasını gezmeye başlıyorum. Opera binası oldukça gösterişli. Akşam gösterisine bilet alıyorum. Bilet fiyatları oldukça komik. Benim bilet tercihim balkondan vede fiyatı 100 grivni. En ucuz bilet fiyatı ise 30 grivni. Bilet aldıktan sonra sahilde yürüyorum. Bugün Odeasa’da yerel bayram varmış. İnsanlar çeşitli kılıklara girip sokaklarda gösteriler yapıyorlar. Onları izledikten sonra Odesa’nın simgesi haline gelmiş olan limana inen Potemkin merdivenlerinden limana iniyorum.
1837–1841 yılında inşaa edilen Odessa’nın simgesi haline gelmiş olan Potemkin merdivenlerinin bu kadar ünlü olmasının en önemli sebebi optik bir ilüzyona sahip olması. Aşağıdan bakıldığında sadece merdivenlerin gözüküyor olması ,yukarıdan bakıldığında ise sadece merdivenlerin arasında bulunan düz zeminleri görüyor olması.192 basamaktan oluşan merdivenleri İtalyan mimar Francesco Boffo tarafından dizayn edilmiştir.Yapılışının temelinde ise: Prens Shining Vorontsov’un eşi Elizabeth’e hediye olarak sunmak istemesidir. mutlaka görmelisiniz.Merdivenlerin aşağısında ise Odessa Limanı yer almaktadır.
Liman büyük gerçekten. Limandan kalkan tekneyle Odesa’yı denizden görmek üzere açılıyorum. Tur yaklaşık 50 dk sürüyor vede ücreti 80 grivni. İstanbul’daki boğaz turunu düşününce buradaki tekne turunun pek bir esprisi yok ama yinede tura katılmak istedim.
Tekne turundan sonra şehirde turlama başlıyorum. Şehrin kalbinin attığı Deribasivska caddesinde geziyorum. Yaz aylarında, özellikle buradaki kafe, bar ve restoranlar doludur ve cadde araç trafiğine kapatılır. Arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca, ıhlamur ağaçlarının gölgesinde güzel gezintiler yapabilirsiniz. Cadde de gezerken bir şeyler yemek için ‘’ Ukrayna Mutfağı’’ restorantına oturup birşeyler yiyorum. Yöresel tarzda dekora edilen restaurant da biraz soluklanıp güzel bir Borsh çorbası içebilirsiniz.
Şehrin merkezinde yer alan ve görülmesi gereken bir diğer yer ise Transfiguration Katedrali. Odesa şehrinde ilk ve en önemli kilise olan yapı inşa edildiği 1221 yılında küçük kubbeye sahip küçük bir yapıyken, sürekli genişletilme ve yenileme çalışmaları sonucu oldukça büyük bir katedral haline geldi. 1936’da Sovyetler tarafından yıkılan katedral, 1999’da başlatılan çalışmalar sonunda yeniden inşa edilmiş.
Tünelleri ziyaret etmek üzere taksiyle konuşuyorum. Şehre 25 km uzaklıktaki tünellere gitmek için 93 Grivni’ye anlaşıyorum. Yapı oldukça ilginç,yerin 20 metre altında 3 kattan oluşan tünellerden bahsediyorum.
Müzeyi gezdiren kadının anlattığına göre yüzyıllar önce tünellerin olduğu yerler denizmiş. Deniz olan bu yer yumuşak toprak yapısından dolayı savaş zamanında partizanların çok kısa zamanında tünelleri kazmalarına ve ihtiyaç oldukça da tünelleri büyüttüklerine kolaylık sağlamış. Şuan bile tünellerin duvarları elle bile oyuk açılabilecek şekilde yumuşak.
Tüneller oldukça büyük ve 3 kattan oluşuyor. Tamamı ziyarete açılmamış sadece 1 katını gezebiliyoruz. Tüneller öğrencilere ders anlatılan sınıflar, kadınlar erkekler için ayrı ayrı yatakhaneler, banyolar, kilise,mutfak, kiler, kumanda odası ve daha fazlasından oluşan kompleksten oluşuyor. Tünelde duvarlara çizilmiş Hitlerin karikatürleri bile var. Tünelde 1 saat falan geziyorum. Tüneli gezdiren yaşlı kadın müzenin karşısında oturuyor. Hatta ben ziyaret ettiğimde kapalıydı, birilerine sorup çağırdık. Çıkışta da biraz muhabbet edince, otobüs ile şehre gidebileceğimi öğrendim. 84 numaralı otobüse şehre yaklaşık 1 saatte gidebiliyorsunuz, otobüsün ücreti ise sadece 5 Grivni :)
Odesa’ya giderseniz kesinlikle burayı ziyaret etmeden dönmeyiniz.
Çalışma Saatleri: 09:00-17:00
Giriş Ücreti: 100 Grivni
Taksi Ücreti: 93 grivni
Şehir merkezine yakın bir konumda otobüsten indikten sonra otelime gidip üstüme değiştirdikten sonra Opera’ya gidiyorum. Gösteri başlamak üzere içerisi gerçekten süperdi.vÇok uzun bir gösteriye bilet almışım. 3 perdeden oluşan gösteriyi izledikten sonra otelime dönüyorum.
Ertesi gün Kharkiv şehrine giden trene bilet almak için Tren garına gidiyorum. Ukrayna’daki 4. durağım Kharkiv şehri olacak.
Instagram’da benimle birlikte gezmeniz için hesabım → @around.together
Facebook Seyahat Sayfam → Aroundtogether Facebook Sayfası
Seyahat Videolarımı izlemek için Youtube Kanalımı ziyaret edebilirsiniz. → Youtube
Yeni Yazılarımdan ve Yarışmalardan Haberdar olmak için E-Bülten’e Abone olabilirsiniz
“Yorum” bölümümüze düşüncelerinizi eklediğiniz ve diğer yazılarıma da göz attığınız için teşekkür ederim
Bol seyahatli ve sağlıklı günlere…
Emir Aşkın204 Posts
Seyahat Yazarı, Gezgin, “Aroundtogether” gezi sitesini hayata geçiren, gezmek için işinden istifa eden, Gemi İnşaa Mühendisi.
0 Yorum